14 Ocak 2012 Cumartesi

6 kelime 1 öykü (eskiler)




tozlu rafların arasında ilerleyerek aradığını buldu sonunda. Uzun bir süre geçmişti. Savaşın yavaş yavaş izleri silindiği gibi gelenekleri de götürmüştü ardında. Eskisi gibi güzel miydi? Sokağa çıktığında kaç erkeğin kalbini anında etkileye bilirdi?

Çok değil bundan tam 10 yıl öncesini asla unutamıyordu. Chun-ly ismini kullandığı yıllar geldi gözüne. O yıllarda mekanlara o gitmeden önce ismi gider herkesi büyük bir panik sarardı. Büyük sanatçı Chun-Iy. Ülkenin en büyük, en görkemli, en güzel geyşası. Herkes onunla yemek yemek için sıraya girerdi. Onun bir bakışıyla erkeklerin kalbini delip geçtiği söylenirdi. Diğer geyşalar ona imrenerek bakardı. Teninin pürüzsüzlüğü beyazlığı o kadar güzeldi ki bir biblo gibi narin, ateş gibi etkileyiciydi.

O yıllarda asla yeni bir kimono almaya gerek duymazdı. Ülkenin en zengin erkekleri ona ipekten kimonolar, altın takılar, zümrütten kolyeler alır sadece küçük bir akşam yemeği için randevu koparmaya çalışırlardı. Ayrıca sesi şimdiki gibi çatlak değildi. Bir meleğin sesi gibi rahatlatan dinledikçe uyuşturan bir sese sahipti. O şarkı söylemeye başladığında herkesin nefesi kesilirdi. İşte Chun-Iy böyle bir kadındı.

Eline aldığı altın kaplama aynasında yer yer yanmış yüzüne baktı. Kendisini seviyordu hala ama eski güzelliğini de arıyordu. O kötü gecede yüzüne kezzap atıldığı anda bütün ünü, sesi şöhreti yıkılmıştı. İguana çetesi ondan her şeyini almıştı artık.

Savaşın başlamasına yakın yoğun bi hazırlık vardı ülkede. Eli silah tutan her erkek göreve çağrılıyordu. Ülkede kaos hakimdi. Asker kaçaklarını engellemek ve halkı örgütlemekte zorlanan başkana bile yardım etmişti Chun-Iy. Grup toplantılarına katılmış her komutanla tek tek konuşarak ikna etmeyi başarmıştı. Savaşı gizliden gizliye örgütlemişti aslında.

Ancak her ülkede olduğu gibi bu ülkede de riyakarlar vardı. Chun-Iy Amerikalı bir grup tarafından linç edilmek istenmişti. Ve İguana çetesi tarafından işte bu lanetli suyla lanetlenmişti. Kimse tepki göstermemiş onu sanki bir hiçmiş gibi cezalandırmışlardı.

Geyşanın asla bir sevgilisi olamazdı. Geyşa bir modeldi. Eğlencenin zevkin sanatın modeli. Ve Chun-Iy artık geyşa değildi. Çünkü ne kimse onunla yemek yemek ister nede şarkılarını dinlemek isterdi. Artık istese bile sevgili bulamazdı.

Eskileri hatırladıkça hüzünlendi. O günlerdeki gibi olmuyordu her şey. Chun-Iy şimdi zengin bir ailenin yanında hizmetçilik yapıyordu. Hanımı kötü bir insan değildi ama hak ettiği değeri yine göremiyordu. yosun tutmuştu artık yetenekleri. Eskisi gibi değildi…..

“canım saat kaç oldu hala yatmadın mı?”

ışık açıldığında korkmuştu. Laptopu nasıl kapattığını bilemedi. “tatlım neden ses vermedin?” diye sordu endişeli endişeli.

“canım önce seslendim ama duymadın hadi yat artık” dedi suyu içen sevgilisi.

“hikayemin bitmesine az kaldı Biriciğim. Uzun zamandır yazmıyordum zaten.” Diye endişeli bir bakış atmıştı.
Alnına küçük bir öpücük kondurdu sevgilisi ve “yorma kendini yarın işe gidiceksin hadi.” Dedi davetkar bir şekilde…


_Serhat_

3 yorum:

HerbiRenk dedi ki...

Öncelikle, trafik ışığı yok hikayede:)

aslına hikayen güzel ama dediğin gibi çok aceleye gelmiş sanırım, bazı zorunlu kelimeler olduğu yerde sırıtmış, ama bence vaktin bu kadar dar olmasaydı o kelimelerin yerlerine tam oturacaklarına eminim.

Serhat dedi ki...

yaa haklısın. çok aceleye geldiği için böyle oldu :( bir dahakine düzelticem inş. yeni kelimelerini bekliyorum

kremkaramel dedi ki...

>Eee diğer öykü nerde? Hani akşama yüklüyordun?

 
Copyright 2009 2kalemsorler